bir insan/iş/düşünce ne olursa olsun insan diyelim, aslında takdir görecekken bir yerlerde, kişinin gözünde gördüğünden daha fazlasını görüyorsa normalde olduğundan daha fazla eleştirmesine sebep oluyor.
bana bunu dedirten sanaa'nın pritzker almasının akabinde, herkesin sanaa'nın bunu haketmediğinden bahsetmesinden de öte, gözünde aslında daha dandik bir yere koyması. sanaa iyi projeler yapan, gelecekte pritzker alır diyeceğimiz bir grup mimar iken şimdi bir anda pritzker alınca ve bunu steven holl'ü sollayarak yapınca toplumda bir "noluyor lan?!" tepkisi yaratıyor. steven holl de bende şurda bahsettiğim hissiyattan yarattığı için bana pek koymuyor bu ödül.
her şey bir yana şu kadının yüzüne bakıp ödül veresin gelmez mi? bu ne şirinlik, bu ne kürasyon.
hazır gelmişken magazine bağlanırsak, aslında pek güzel kadınlar var ve sen bunlarla herşeyden bağımsız karşılaşsan "güzel" dersin, ama toplumda "çoooook güzel" diye söylendiği zaman insanda sinir harbi yaratıyor "bu mu lan güzel." derken "ben daha güzelim valla bak." demek istiyorsun. misal paris hilton, çok seksi diye adam yerine konuldukça benim aşağılamalarımın haddi hesabı olmuyor. görsen dersin "yolda görse bakmaz bu." tabii ki saçmalık. ya da aslında ben hülya avşar'a çirkin dicek insan olduğunu sanmıyorum ama birileri çok beğendiği için birileri hiç beğenmiyor. kadınlara girdim çıkamıyorum imdat.
editörün notu: bu da bana bu satırları yazdıran hulyaco'nun bana yazdığı satırlar. aşıklar gibin atışıyoruz.
ona istinaden ek 1: benim dediğim de bu zaten. sanaa pritzker alcak kadar iyi gelmediği için gözünde olduğundan daha da aşağıya düşüyo. ya da belki daha önemli bi yere geliyo ve eleştiriye daha fazla maruz kalıyo. ama bu hep oluyo.
0 yorum:
Post a Comment