allah, tanrı, ulu manitu, tabiat ana hangisine inanırsanız inanın bu ülkeye bir yedi sayısını uygun görmüş, gerisi tümden gelmiş.
en büyük şehrinin nispeten minik bir parçasına ihsan ettiği yedi tepe midir ülkenin kaderinin çıkış noktası, yoksa yedi göller mi; kelimenin yapışma tarihini araştırmadan bilemeyiz.
yedi tepenin tarihi yarımada içinde olduğunu öğrendiğimde ben de şaşırmış, bi kuple de utanmıştım o zamana kadar kurduğum bütün cümleler için. ama ben bildim sene 1647, mavi gözlü bi adam yedi tepeyi görmeyen tepelere yeditepe üniversitesi kurdu.
konuyla alakadar olabilecek olan ithal yedi olarak da berlin'e haberleri uçurulan "7 tepe 7 mimar sergisi" var. 8. çıkmadığından bile olabilir, buna pek karışılmaz.
ama bir de alakasız 7 tepeye 7 tünel var ki bambaşka. "tepe var bu tepe kesin yediden biridir." düsturuyla girişilmiş bir kazı işi mevcut. saçmasalak yeterince açıklar. roller coaster havası veriyo zaten yatayda dön dön.
7 tünel en bambaşkası sanarken, slogan hükümetinin son adımı da 7 kente 7 üniversite. bu kadar çok üniversitenin yararlı olacağına inanan insanlar olsak dahi yaman çelişki -ne kadar çok yaman der oldum- bu kentlerin hali hazırda üniversiteli kentler olması. zaten olmayan kent kaldı mı o da ayrı.
başka fikri var bu memleketin buyrun burdan çalın:
7 köye 7 enstitü
7 köye 7 okul
7 kente 7 meslek lisesi.
0 yorum:
Post a Comment