ve posterous keşfettim.
posterous blogger'da sanırım benim asla beceremeyeceğim sadeliğini barındırıyor. blogger'ın bir beden büyüğü, birden fazla olan ama modifikasyon için ücret istediği için elinde çok da fazla şans oldurtmayan wordpress'e de giderim diye bir zamanlar yazılarımı aktardım. her baktığımda madonna'nın kızıyla karşılaşıyorum zaten olmuyor. sürekli de uğraşılmıyor. wordpress'teysem ya bunu, ya bunu yapasım gelirdi. yakışmazdı kankalara.
blogu tamamen taşımak için import özelliğini barındırmış olmayan tumblr ise kendinden cool. reblog olayıyla beni benden almış durumda. pinarslan.tumblr.com'u pinarslan.com'daki kroya kaptırmamak için onu da aldım zamanında.
tumblr'la yeni bir sayfa açabilerdim. reader'da görüp de share etmek ve üzerine bir cümle koyup resimlerine bakılan bir ortama bir tuz atmanın da çok hayrı yok. rebloga özendim ama bunu açık etmenin anlamını çözmeye çalışırken ashton kutcher imdadıma yetişti.
yaşıtlarım ve meslektaşlarım akıllı uslu yazarken benim hala kişisel buhranlarımın günlüğünü tutmanın ya en azından onlar üzerine ciddi de olsa yazıp, bir tane daha kaydını tutmak istediğimden emin olmadım.
kendime yeni bir sayfa açtım. daha destekli kişisel görüşlerimi, özel hayatımdan ve izlediğim dizilerden ayrı tutmanın hayrına inandım.
4 yorum:
pinarslan.com icin kelimeler kifayetsiz gercekten
her yerde de pinarslan benim. kesin benden gördü göt. başka bi yerde yok.
çok mutsuzum.
pinarslan.net'i alalım bana sedat.
sedatbayrak.com sacma bi konyalıda, sedatbayrak.net de sivassporlu Sedat Bayrak'taydı, ikisini de zamanla kaptım.
Bi de kadının krosu da hiç olmuyor be.
Bi de, godaddy.com.
Post a Comment