Nov 29, 2008

evet çağan

seni severim bilmezdin burdan öğren.

aslında hikayen vurucu olabilir belki kabul ediyorum. ben bunun bana vurucu geldiği bi dönemde olmayabilirim onun farkındalığındayım. orda burda duyduk, ordan burdan dokunmuş olabilir ıssız adamlar bize. arada biz de cıvıl cıvıl ya da ıssız bi ada olmuş bile olabileriz. ama o hikaye vurucu olmayabilirdi de onu da sen kabul et. yani ordan vuramıyosan başka yerden vurman gerekiyodu sanki be atam.

senin için oyuncu seçiminde "yeni insan yaratıcam" gibi bi kavram karmaşası içine girmiş diyolar. desinler değişemem. "yeni insan yaratıcam" yerine "yeni yetenek keşfedicem" deseydin de sen de vurguyu yetenek kısmıne vereydin ya atam.

sevdim ben o kızı, çocuğu da sevdim. sanki iki arkadaşım çıkıp da rol yapamayıp kendilerini rezil ediyolarmış gibi bi içim kasıldı. evet yün ısırır gibin. karaoke bar'da da değiliz ki "haha kroya bak" deyip gülelim. napıyolar bunlar ya dedik modern zaman aşkımla.

neden lisedeki "hadi ahmet sen oku"daki ahmet tadında? ben küçükken radyoda skeçler olurdu, onlar daha iyi okuyolar be atam, kimse de tanımazdı yeni keşif olurdu.

peki bu insanlar bizimle aynı yerde yaşıyo -ki işinin yolunu bilmiyo onu da gözümden kaçırdım sanma-, bizimle aynı işi yapıyo -hatta akademide bizden daha az takılınan işler- da neden bizden daha ağdalı cümleler kuruyolar? bizden daha kalın kitapların peşindeler diye mi yani? hiç mi çağımızın gençliğinin içinde vakit geçirmedin, hiç mi modern zamanda aşk yaşamadın nedir. yani demiyorum ki ilkokul fişi tadında konuşulsun. ben de seviyorum, ben de romantikim gerçi benim içimden en fazla coşkun sabah/fedon falan taşıyo arada ama olur yani arada anlarım da bu zorlama neden.

gönül isterdi ki şööle senin kız başına aşık olasının geldiği güzel ve inandırıcı bi kadın olaydı da ben içimdeki görmüş geçirmiş ukala -hoşşik de olur- hikayede bu kadar unutulmazlıkın olduğu yerde bu kadar davranmayışın oluşuşuna, bu kadar davranmayışın olabildiği yerde bu kadar unutamazlıkın olmasına da şaşaydım. -çoluk çocuk, 5 sene falan-

bizim dönemde çok sıkıcıymışsın be atam. (utandım, bi an ona diyemedim atam sen anladın beni)

ps. şimdiye kadar rol yapamam diye önüme gelen bütün teklifleri reddettim (vuhuuu) -yarışmacı arkadaşlarıma da kutularından çoktan 500.000 çıkmış bile olsalar geçmişe dönük olarak bunu tavsiye ederim- ama bileydim bu rolü kabul ederdim. daha gerçek o adama aşık gibi davranıp, o senaryoyu bile daha iyi "okumazsam" ya da ben de *okursam* "yapamıyorum" deyip çekilmezsem namerttim.

Nov 28, 2008

haydin bi git ya

amerikan aksiyon/bilim kurgu filmlerinde ya da romanlarında olur ki şöyle:

bi öğreten adam vardır, bunun yanına bi dallama en iyi ihtimalle bi çaylak koyarlar ki olanı biteni ona anlatsın biz de gelin olalım anlayalım. [insert rahmetli michael crichton here] bu "haydi gel bizimle ol"da da aysun kayacı'yı öyle koymuşlar ki ona anlatıyolar, konuyu daha iyi anlatabiliyolar. halkın zeka seviyesine inebilmenin sağlamasını yapabiliyo aysun kayacı sanırım.

sonunda böyle temellendirebildim bu yerleştirmeyi.

çağan ırmak seni kınıyorum ve sana laflar hazırladım

ama işten vakit bulamadım.
yazacağım.

Nov 15, 2008

oldu gözlerim doldu.

k. *hapşur*
e. güzel yaşa
k. *hapşur*
e. benimle yaşa
k. *hapşur*
e. yuh
..
k. *hapşur*
e. kaç kere hapşurursan o kadar çocuğumuz olcak.

Nov 10, 2008

beni delirtmeyin nan.

bundan bahsettiğim için utanıorum ama sürekli gazetede bülent ersoy'a aşık olduğu iddia edilen çocuğun gönderdiği bi mesajdan bahsediliyor. kanıt olarak da tipitipin biri bi mesaj atmış ortaya bi telefona, onu gösteriyo gazete. ilk gördüğümde "terim anlamıyla kocaman bülent ersoy'un renksiz mavi ekran telefonu var da ben mi ölüorum şekilcilikten nedir" diye düşündüm ama hala da aynı telefon işin gudik tarafı.

he ayrıyeten ilk atılan mesaj da bülent ersoy'un kadınlığına övgüler yağdırıyodu. spekülatif enflasyon hareketleri.

"armaaan beyin spermleri alınıyoooor, taşıyıcı annenin spermleriyle birleştiriliyooor."

ata.

dinciler dinden ki içimde yokmuş, atatürkçüler elalemi senden soğutmuşken sabah taksim meydan'da 2 dakikalık saygı duruşu sırasında "seni eleştirmenin demokratik olduğunu düşünenlerden tiksiniyorum ama bu yanımda saygı duranların çoğundan nefret ediyorum da seni seviyorum sen mukayet ol" dedim duydun.

amin.

bazen emin çölaşanlaşıp aynı şeyleri tekrar ediyomuşum gibi geliyo mu sana da atam?
olsun.

Nov 3, 2008

fatih çekirge de kafalar

"o kafalar, bu kafalar; haha ne zartlar, ne de zurtlar" derken günlük hürriyet bakışı bakayım derken fatih çekirge'den bomba başlıkla karşılaştım "bakın cia kafası mustafa kemal'i nasıl anlatıyor*"

kafa kelimesi bu bağlamda mustafa kemal'le hiç aynı cümle içinde kurulmamıştı sanırım.

*link vermeyi biliyorum ama değer bulmuyorum.

Nov 2, 2008

atam

soner yalçın yazmış bugün oku..
son dönemin demokratikleri ve özgürlükçüleri.

işin garibi bahseden hekesin kafası çalışıo, misal ahmet altan'ın söylediklerinde bi yalan taraf yok. misal türbanlılar üniversitede okuyamadı dediğinde ne kadar dramatik durdurabiliniyo de mi.

çocuklar lisede sigara içmek için tuvaletlerde gizlenmek zorunda da kaldı atam.

ya siz ne kadar aptalsınız.