yaşadıklarımdan öğrendiğim bişey var, erkekler küsmüyo. bu yüzden yüce manitu'ya dünyanın en azından yarısını kurtardığı için teşekkür ediyoruz.
yaşadıklarımdan öğrendiğim asıl mevz-u bahis, geri kalan yarının da galiba yarısından fazla olan kısım; küsen dişiler. küsen dişiler gözlemlediğim kadarıyla kendi içlerinde de bi yere ayrılmaz ve az sonra tarafımdan her türlü haklı ya da haksız genellemeye tabi tutulacak kişilerdir. bu insanlar, bi insanla tartıştıktan sonra eğer tartışmanın diğer tarafı bu tartışmayı kendileri kadar önemsemez ise delirmektedirler, evet delirmektedirler ve sırf bu yüzden iş büyümektedir. karşı taraf bir dağ olur, davos olur, "o gelirse ben gelmem " olur çeşitli cümlelerde adı geçebilir; olayın tarafı olur. küsen dişi sanki bir ilişkinin terkedilen tarafıymış gibi sürekli diğerinin dikkatini çekmeye çalışır. o duysun diye mesajlar gönderir, kendine yeni bir sevgili bulur-olmadı en azından tanıdık birilerine yamaşır-, onu görmeyi reddedişinin karizmatik bir davranış olduğu hissine kapılır. ortak alanlarda aslında yelkenler sudadır, ona kibar davranır, belki iletişime bile geçer, "1 adım at, 10 adımda kapındayım " tavrındadır. ne zamanki o adım gelmez, küsen dişi daha da sinir yapar. gönderilen mesajlar, koyulan sözde postaların derecesi artar. delirirler demiş miydik, evet demiştik. delirdiklerinden dolayı tutarsız söylemler vardır. bazen duygusal olmak isterler; sevgilerinden söz ederler, bazen zaten hiç sevememişlerdir. hikayenin bundan sonraki adımları dallanıp budaklanabilir, ama bundan önce en ufak bir sapma şu olgun yaşımda şu sosyal hayatımda karşıma çıkmamıştır.
küsen dişiler, bölünerek çoğalırlar; eski eşinin üstüne tükürerek büyürler -kime göre neye göre-. küsen dişilerin küstükleri sırada edindikleri habitatları sırasında edindikleri mutualist birliktelikleri vardır.
evet bugünkü mesajımızın da sonuna geldik, önümüzdeki cemiyet toplantımızda görüşmek üzere.
0 yorum:
Post a Comment