bundan 15 gibi gün önce, bulaşık yıkarken -evet o benim- camdaki tele dadanan bir kedi gördüm sanki. sanki yangından kaçıyomuş da teli yırtmazsam ölcekmiş gibi miyavlıyodu. küçük sesiyle. bir tele tırmanır bir cama doğru geçip beni de korkuttu mevz-u bahis yavru kedi. en miniklerin bir boy büyüğü. kedi sevmeyen insan olarak sinir olma ve korkma suretleriyle gerilerek camı kapadım o derece. bir yandan yemek vermek de bir "ben kedi sevmem" insanı olsam da aklımdan geçmedi değil ama kedi evin o camından girip karşıki camından çıkmak istercesine garip bi motivasyona sahipti, camı açamazdım. daha önce tecrübe etmediydim böyle bir ekşını. sonra arkadaş gelince ona dedim ki yemek mi versek. arsız ve pis ve yüzsüz hayvanlar da olsalar çok aç olmalıydı. sonra verdik, ekmek-süt. ki telli olan camla telsiz olan cam arasında demirlerin arasından patır patır koşuşundan anlamalıydım bu kedide bişey var. bişey. bir kaç gün camdan besledik. bir gün kendisine mama aldık o derece. o gün gelmemiş cenk bey dedi. içeri bi alsak mı lan muhabbetleri o gün "kahretsin biri aldı kesin" lanetine dönüşmeye başlamıştı ki cenk bey bi akşam arayıp geldi diye miiiiyy miiiyyy sesini dinletince oh be dedim. buralar anneme geliyor, umarım gidiyordur. bi de tekrar aynı mutfak telinden dadandığı bi gün kendisine su serptiydim o yüzden küstü zannettim. bazen insanlar ve diğer hayvanlar arasındaki fark anlatılırken ben ateşteyliydim diye düşünmüyo değilim. ertesi gün geldiğimde (burdaki -m de anneme gelsin) eve buyur ettik. temkinliydi. veterinere götürdük kediyi ve kendimizi sağlama alma ve sayıları 50yi bulan yüzlerce pireyi dökme sürecine girdik. ve işte benim doktora çocuğunu götüren anne gibi konuşmaya başladığımın nokta da bu oldu.
hiç kedi sevmemiş ve hiç de sevmemiş insan olarak amerika'yı yeniden keşfediyorum. "bu kedi rahat nefes alamıyor, hırlıyor amanın" gibi garip paranoyalarımın yanında "bu kedi alerji olmuş gibi ciddi tespitlerim de oluyor. istatistiklere bakıp "hahah google'a soru yazmışlar lan" demelerin akabinde google'a garip garip sorular soruyorum. örnek vermek istemiyorum. bu garip soruların %100ü kedi kelimesini içerirken, kedi kelimesini içeren aramaların tüm aramalar içindeki yüzdesi 90'larda salınıyor.
kediyle yaşayıp kavradıklarım arasında kedilerin osuruyomuş olduğunu bilmesem de olurmuş. ama bunu da çözdük abisi.
birlikte geçirdiğimiz ilk vakitlerde, koynuma yatıp, patisini burnuma koyduğu zamanlarda bir övünç vardı, "bu kedi beni annesi zannediyor haha" diye.. şimdi ise utanarak söylüyorum sanırım gariplik bende kibrit*'i 9 ay karnımda taşımışım zannediyorum.
* kibrit konusunda hala emin değilim ama oldu bi kere. hikayesi var en azından pınar gibi değil.
kediyle yaşayıp kavradıklarım arasında kedilerin osuruyomuş olduğunu bilmesem de olurmuş. ama bunu da çözdük abisi.
birlikte geçirdiğimiz ilk vakitlerde, koynuma yatıp, patisini burnuma koyduğu zamanlarda bir övünç vardı, "bu kedi beni annesi zannediyor haha" diye.. şimdi ise utanarak söylüyorum sanırım gariplik bende kibrit*'i 9 ay karnımda taşımışım zannediyorum.
* kibrit konusunda hala emin değilim ama oldu bi kere. hikayesi var en azından pınar gibi değil.
10 yorum:
kural 1: insanlar kediyi degil, kediler insani secer
kural 2: bu anlattigina cok yakin bir hikaye agustos ortasinda foca'da geldi basimiza, yas ortalamasi senin kediyi tutan sirnasik kediye yemek (sut, peynir, sucuk) vermek kesmiyordu illa eve girecekti. ancak kedi sevmemenin yaninda evde kavanoz suyu canlisinin da yasamasindan oturu careyi hayvani 200-300 metre otedeki baska bir evin bahcesine (kedi sever bir bahce oldugunu bildigim bir bahceye) birakip deparla eve donmekte buldum. netekim kural 2 bis: kedilerin insanlari sectigi donemler oluyor demek ki.
hayirli olsun yeni kediniz :P
bunu da herkes diyo. kedi seni seçer, sen kediyi değil diye.
yavrum beni seçmiş.
teşekkürler, hayırlısıyız işala.
ah canım pek de cici...kedi sevmemiş,tüyüne alerjisi olan bir insan olarak ablamın prensini yegenimmiş gibi seviyorum,her ziyaretimde oyuncaklar alıyorum,bütün tokalarımla küpelerimle oynamasına izin veriyorum,hatta geçen hafta teyzesine geldi ziyarete,öpmeden mıncıklamadan duramıyorum...diyeceğim o ki annesi,yeni yavrucugunu allah analı babalı büyütsün
kedi sevmiycek bi kisi olarak canlandirmamistim seni kafamda. zaten de seviyomussun ama sevdigini bimiyomussun bak.
hala sevmiyorum ya kedileri. kibrit kedi değil bence, o da kendi insan sanıyo. biraz daha ılımlııyım yavru kedilere, hastalıklara e tabii marka kedilere..
amin cümlemize fatsen
her kedi sahibi insan kedisi icin oyle der
haha uzgunum enola sen bir kediseversin artik inkar bosuna
evet onu da duyduydum.
neyse hadi öyle duruosa öyle olsun.
Kibrit çok güzel bir isimmiş. Benim de yedekte Papyon (kız için Fiyonk), Fanila ve Marul isimleri var. İstersen buyur, biz Popi koyduk nasılsa.
yaa hani beğendiydin?
marul beğendim bak şindi ama kedi babası sevdi onu ben de alıştım artık. başta bi zorlama geliyodu. kırma ya hibrit olsun, kibrit olsun derken kedi babası çok sevdi öyle kaldı.
Post a Comment