kendimi kitap okumaya, sanata ve üretime verdiğim şu günlerde yanlış bir tercihle "boleyn kızı"na dadandım. sonraki kitaba geçmiş olmama rağmen hala westminister koridorlarında geziyor, saraylar arası geçişler yapıyor ve ata biniyorum. babam ve amcam beni kimlere peydahlayacak da kocamdan ayrılmak zorunda kalacağım diye meraktayım. ben osmanlıya terbiyesiz derdim bu ingiltere kraliyet ailesi inanılmazmış. ya da tudorlar iyi ama çevresi kötü. bi kere osmanlıda padişah müslüman şeetmez, padişahın şettiğini başkası şeedemez. candaş says "adam gayet net açıklamış, benim haremime erkek giremez, girerse keserim". böyle garip bir etki altındayım. ordan afganistan'a geçtim. burka altından bakmaya başladım, kısmet. ya da artık ordan kıspet. ayrıca filmi de izledim, olmamış. ayrıca eric bana da!!
bi de hugh jackman sen insan olamazsın. normal şartlarda cenker 1 sen 2. ama o şimdi saçını kestiğinden sen 1, o 2. 78.5 gibi bi günün kaldı şu saat itibariyle. keyfini çıkar.
şöyle bir kural koydu idim kendime. hiç birine de uymam buna uyasım tuttu. bi kitap okurken içinde başka kitap adı geçerse o kitabı okicam dedim. kutsal kitaplar bu kurala dahil değil. little children denen o oscarlık filmi izlediğim için onun kitabını okudum. hayatımda okuduğum en harlequin kitaptı ve okuması o kadar kolaydı ki "bu ne lan" diyene kadar kitap bitti. sanmayın ki bir "martı ve 90 sayfa" bildiğim 4 parmak kitap. 4 pınar parmağı, 3 insan parmağı diyebileriz. ve bi film ilk defa kitabından iyi uyarlanmış. bu kitabı okuyan bu filmi yabamaz dedim ama işte belki onun da ben gibi batıl itikatları vardır da ondan okumuştur. ya da yazarı yakışıklıydı belki ordan.. neyse film de aslında o sapık adam için izlenir. zaten oscarı da o aldı. neyse işte o kitapta ve filmde de aslında -ama filmleri kapsamıyor benim kuralım- madame bovary'den bahsediyorlardı. benim de frankofon ruhum kurala burdan başlamak istedi. geçen sene aldığım kitabı şu özgür olduğum günlerde anca bitirebildim. ki balıkesir'e gitti kitap, vatani görevini tamamladı geldi ben sonra bitirebildim. amca çok uzatmış tasvir tasvir. hikaye de zaten sonunu çözüyosun. bi de benim gibi kitaptan sıkıldığın vakit sondan da okumaya başlıyosan zaten sonunu biliyosun da.. sonra bu tasvirleri atladım zıpladım ben kesin, bakalım claude chabrol muydu o amca nassı anlamış diye kitabıyla beraber aldığım filmi de izleyim dedim. o da gün içindeki güzellik uykularımda bana ninni oluyor sağolsun. niye böyle geldi bana bovary bilmem. böyle kötü bir başlangıç yabmış olman seni yolundan etmesin pınarslan hanım. "çavdar tarlasındaki çocuklar" okurkenden de kendime ve doğmamış çocuklarıma bir 39 basamak borcum var. ama onu ben sordum kitapçı "yok ama filmi var?" dedi. "bırak yeeee" dedim çıktım.
6 yorum:
oyunu da var biliyosun :)
kısmet değilmiş.
o nasıl bi kitapçıymış ya
ada "müzik" kitapçısı
içinde kitap adı geçen kitap yazmak ve sana okutmak istiyorum pınar..
garip dürtüler uyandırıyosun içimde!
i poke something inside yüüüü.
Post a Comment