Feb 27, 2009

sevgili günlük

kendimi kitap okumaya, sanata ve üretime verdiğim şu günlerde yanlış bir tercihle "boleyn kızı"na dadandım. sonraki kitaba geçmiş olmama rağmen hala westminister koridorlarında geziyor, saraylar arası geçişler yapıyor ve ata biniyorum. babam ve amcam beni kimlere peydahlayacak da kocamdan ayrılmak zorunda kalacağım diye meraktayım. ben osmanlıya terbiyesiz derdim bu ingiltere kraliyet ailesi inanılmazmış. ya da tudorlar iyi ama çevresi kötü. bi kere osmanlıda padişah müslüman şeetmez, padişahın şettiğini başkası şeedemez. candaş says "adam gayet net açıklamış, benim haremime erkek giremez, girerse keserim". böyle garip bir etki altındayım. ordan afganistan'a geçtim. burka altından bakmaya başladım, kısmet. ya da artık ordan kıspet. ayrıca filmi de izledim, olmamış. ayrıca eric bana da!!

bi de hugh jackman sen insan olamazsın. normal şartlarda cenker 1 sen 2. ama o şimdi saçını kestiğinden sen 1, o 2. 78.5 gibi bi günün kaldı şu saat itibariyle. keyfini çıkar.

şöyle bir kural koydu idim kendime. hiç birine de uymam buna uyasım tuttu. bi kitap okurken içinde başka kitap adı geçerse o kitabı okicam dedim. kutsal kitaplar bu kurala dahil değil. little children denen o oscarlık filmi izlediğim için onun kitabını okudum. hayatımda okuduğum en harlequin kitaptı ve okuması o kadar kolaydı ki "bu ne lan" diyene kadar kitap bitti. sanmayın ki bir "martı ve 90 sayfa" bildiğim 4 parmak kitap. 4 pınar parmağı, 3 insan parmağı diyebileriz. ve bi film ilk defa kitabından iyi uyarlanmış. bu kitabı okuyan bu filmi yabamaz dedim ama işte belki onun da ben gibi batıl itikatları vardır da ondan okumuştur. ya da yazarı yakışıklıydı belki ordan.. neyse film de aslında o sapık adam için izlenir. zaten oscarı da o aldı. neyse işte o kitapta ve filmde de aslında -ama filmleri kapsamıyor benim kuralım- madame bovary'den bahsediyorlardı. benim de frankofon ruhum kurala burdan başlamak istedi. geçen sene aldığım kitabı şu özgür olduğum günlerde anca bitirebildim. ki balıkesir'e gitti kitap, vatani görevini tamamladı geldi ben sonra bitirebildim. amca çok uzatmış tasvir tasvir. hikaye de zaten sonunu çözüyosun. bi de benim gibi kitaptan sıkıldığın vakit sondan da okumaya başlıyosan zaten sonunu biliyosun da.. sonra bu tasvirleri atladım zıpladım ben kesin, bakalım claude chabrol muydu o amca nassı anlamış diye kitabıyla beraber aldığım filmi de izleyim dedim. o da gün içindeki güzellik uykularımda bana ninni oluyor sağolsun. niye böyle geldi bana bovary bilmem. böyle kötü bir başlangıç yabmış olman seni yolundan etmesin pınarslan hanım. "çavdar tarlasındaki çocuklar" okurkenden de kendime ve doğmamış çocuklarıma bir 39 basamak borcum var. ama onu ben sordum kitapçı "yok ama filmi var?" dedi. "bırak yeeee" dedim çıktım.

Feb 20, 2009

Feb 19, 2009

XPOSED int. queer short film festival berlin

myspace'den gelen:

‘the XPOSED international queer short film festival berlin’ is looking for QUEER TURKISH FILMS for its 4th Edition to screen during the 2009 Berlin Pride Week!

The festival began in Berlin during the Pride Week of 2006. At first it screened award winning Australian queer short films but then in 2007 expanded to screen queer experiments from Canada. In 2008 we took a look at Queer Korea as well, and in this years festival we look to XPOSE Queer Turkey!

XPOSED is about XPOSER and XPOSING. It’s about FUN, BERLIN and it’s about TIME! ‘The XPOSED international queer short film festival berlin’ was created to bring Queer Short Films from other nations to Berlin during Pride Week and to provide international Xposure for Queer Filmmakers from around the world.

The final program will be announced May 1st on www.fullyflared.com

For further details please contact Fully Flared Films on info@fullyflared.com or view our myspace page www.myspace.com/xposedinberlin for more information. Also, for up to date notices, you can join our facebook group http://www.facebook.com/group.php?gid=28361656968

This festival is proudly supported by the Teddy Foundation www.teddyaward.org .

davos

bu denizde çok balık var bi daha da girmem.

Feb 13, 2009

bebitalia

















başlık param..

ayin

evet toplum şimdi benimle beraber tekrar ediyoruz;

"yarın fırtına olsun pınar bursa'ya gidemesin."
"yarın fırtına olsun pınar bursa'ya gidemesin."

40 kere tesbih eşliğinde lütfen..

haydin..

kuzucuuuum

saat 3. hatta az biraz geçiyo. ofisteyim hala. işim -nah- bitti. ama beynim durdu. performans düşüklüğü var. gizem'in de pes etmesini bekliyorum şurda ki beraber gidelim. ben olmasam burdan çıkmicak diye korkuyorum. koltuğa yatiim de uyuyim dedim o da tutmadı. aslında ilk defa uyusam şurda bi rüya görsem kocamı bilsem de olurdu ama olmayınca olmuyo. zaten biliyorum. acaba diyorum bir günlük spor beni genç ve dinç mi yaptı. ya da yaşlılar az uyurdan mı geliyorum tümden doğru. önce bir serzendim listelerimdeki online gençliğe "uyusanıza lan" deyü ama onları da tutmuyo olabilir ya da sabahın göründe kalkan bi mal bizler olabileriz..

sevgilimle olan çarşı gezintimizi anlatmak istedim ama kamuya anlatıcak hiçbişey bulamadım. o zaman da yabıcak bişey bulamadık zaten kamuya anlatıcak. saatleri en verimli şekilde kullanabilme amacıyla kamil koç ile gittim ve döndüm. mola yerinde herkese çay sordular bana sormadılar. ben yalnızken çok dışlanıyorum biliyo musun atam? konuşmayınca gavur mu sanıyo bunlar beni seven eleven gibi.

neyse sonuç olarak çarşı gezintimiz, sevgili dostum cenker'in asker hayatı, belinin fıtığı, okuduğu ve okuyamadığı kitaplar, yazdığı yazdılar, dosyaladığı zamazingolar falan hakkında diyceğim şudur ki ey yukardaki "sana yazıklar olsun". şu kadar da iyi bi insanım senin bana uygun gördüğün bu mudur. mizacımın karşılığında o yâri burda şu şehirde istiyorum sağlimen. yeter ulan. savaşta mıyız, seferberlikte miyiz, benim sevgilim mi kurtarıcak ülkeyi. adam anlatmış orda 3.5 saat, sen soktun sen çıkar tsk! hayrıca dinledim evet kısmen de olsa. hatta gideyim bir yorum şeyedeyim entel kız desinler. ya da" inatçı gürcü, dinleme dedik dinledi" desinler. perihan mağden de 1 gürcüymüş biliyor musun atam? evet ben de ama yeri geldi söyledim.

yarın işe gelmiim diyorum. evet iyi fikir. gizem de delirdi sen git ben burda kaliim diyo.

döğerim

yeni office kadar user friendship'den uzak bir proğram görmedim.

kahrol ulan şu saate kadar anamı ağlattın.

Feb 10, 2009

nan kıtibiyoz

bilmezdim "kifayetsiz"in bu kadar kifayetli bir kelime olduğunu bir insan evladını bu halde görmeden önce.

bir la havle çeker, allaha bir adım daha yaklaşırım.

Feb 8, 2009

konuştuk

konuştuk bundan çakıcaz topraklarımıza.
i ffffound the girl i followed it-estagfurla it falan konsept gereği.

vuuuuuuu

facebook'daki bu mutual arkadaşlıklar beni fasine falan ediyo.

Feb 4, 2009

yarim

hep internet kafeden bana webcam fotorafı çekip gönderen bir sanal sevgilim olsun istedim atam.

+

beni neden yoruyorsun?

öğğğ

arda'nın sevgiliylen öpüşen fotoğraflarını görmekten darallar geçirdiğim için otomatik olarak 15 dk.da bir bağlandığım hürriyet'in sayfasına girmiyorum mümkün mertebe. gerekli olan hareket buydu sanırım. şayet otomatik sinirlerim beynime sormadan direk bağlanıyosa da ekrana kusuyorum.

midesi olan ya da facebook'da amcası dayısı olan bi ben mi varım utanmazlar.