rte obama'ya youtube'den şarkı gönderdi diye youtube açıldı hemen.
büyüğümsün rte sana laf söylemek bana yakışmaz.
Jan 30, 2009
Jan 29, 2009
Jan 27, 2009
katır oldumk iyi mi.
anlatacaklar birikti atam haklısın. bir bitirmeyi daha adı üstünde bir biçimde atlatamadıktan sonra uyumadığım halde ebeveynlerimin sağduyusuna uyarak ofise geldim. genel memnuniyetsizliğini bana yansıtacak günü bulmuş bir patroniçeyle karşılaştım. bundan sora kendisini gerekli, gereksiz ortamlarda savunursam eşek arılarıyla boğuşayım dediğim de gündür. tavşan-dağ olur olmaz beni farkmaz. o günden beri kendime alternatif iş kolları arıyorum. bundan sonra gelen dizi tekliflerine açığım.
merkür'ün ülke genelinde yarattığı nefret ortamı beni duyduğum bildiğim bütün patronlardan nefret ettirdi şu son bir hafta içinde ki 25 yaşımın son bir haftasına tekabül eder. bi hafta resmen çalışmakla ve küfretmekle geçti. tanıdığım tanımadığım, duyduğum, hissettiğim, hissedemediğim bütün patronlara saydırdım. işten fırsat bulursam işçi partisi'ne üye olucam.
böyle kabusumtrak bir haftanın sonunda -ki aslında cumartesi çalışarak işkenceyi uzatan da merkür kesin- cuma günü proletaryan arkadaşlarım hande ve zeynep ile yemek yedik. eve uğrayıp eşya bırakalım dendi, tamam dedim. hiç şüphelenmedim. eve geldiğimizde kapı ayakkabıdan açılmıyodu ki girişteki askıya bi kendimizi asmadığımızdan o düştü de sandım, sonra fısırtılar duyunca ve ortam karanlık olunca allah dedim birini mi bastık. bi anda sayıları onbinleri bulan 15-20 falan kişi süprüüüz diye bağırdı. doğumgünüme 3 gün olduğundan kelli "lan acaba başkasını bekliyodu çocuklar da yanlışlıkla ben çıktım" diye bile düşündüm. ama gerçekten banaymış. çok manyak bi histi. gerçekten olabiliyomuş. olunca da çok güzel oluyomuş. o gün görüşsenk diye aradığım koray bilem vardı, köfte bana "nişantaşı'na geldim şimdi ben" dedi bi de.
neyse allah karma diye bişey yarattığından olsa gerek 3 gün önceden doğumgünüm merkür'ü sitt.r etmeye başladı. ben hala şoktaym iken bi eğlenmeye çalışma ortamı oldu. ama orda olmayan iki şey vardı. cenker ve elektrik. elektrik geldi ama keşke onun yerine diğeri gelseydi. son zamanki favori grubum mgmt ve tüm zamanlarki favori grubum abba geceye damgasını vurdu. ben bu arada doğumgünü kıyafetimi ordan burdan toparlayarak yavaştan yavaştan giyiyor idim. özen haanımın d.günü hediyesi. fotorafları görenler için not: terlikler benim özel koleksiyonumdan. sonra çıktık dogzstar'a, attending olduğumuzu ve gerçekten attend ettiğimizi sonradan öğrendiğim bir evente gittik evet. bi kısmı boynumdan düşen kolye ucunu aramakla geçti. sonra 3 5 mont arasından kendi montumu ararken aynısından bir tane daha olması şaşırttı, ya da çift mi görüyor idim. bir de baktım bedenine "yuh bu ayıymış 40 bu" dedim, kendimin olduğuna baktım "yuh ayıymışım 40 bu" dedim. sonunda cebinde sümüklü mendil olanı aldım.
ebay'den galeyanla aldığım benim için de irregular bi choice olan ayakkabılarımı giydim ve bu beni mahvetti. geri dönerken -evet cumartesi sabahı çalıştığım için insanlar doğumgünümü kutlamaya devam etti ben döndüm, -evet sevgilim askerde olduğundan ben tek başıma döndüm-, -evet ertesi gün iş olduğu için çok içemediğimden bilincim yerindeydi-, -daha ne olsun- neyse işte dönerken -evet beni kucağında taşicak bir sevgilim yoktu-, -evet zaten sevgilimin belinin fıtığı tuttu-, -kahrolsun tsk-. tamam. işte dönerken kuru ve duru taşlarda ayakkabıyı çıkararak geldim o derece. polis manyak mısın diycek ben de ondan sevgilimin intikamını alcam diye de korktum. ne gereği var de mi. zaten yanımda kimlik de yoktu. oturma iznimi aldım yanıma, üzerindeki 2006'yı fransız yerel saatinde 2009'a tekabül ettiğini sanıyo olabilerlerdi. nabiim gitmiyim mi?
asıl bu partiyi doğumgünüme limit 0'a giderken 2 öncesinde yabıcaklarmış gençler ama işte c.tesi gecesi balıkesir şehrimize çarşıya doğru yola çıkıyordum.
o da az sonra...
merkür'ün ülke genelinde yarattığı nefret ortamı beni duyduğum bildiğim bütün patronlardan nefret ettirdi şu son bir hafta içinde ki 25 yaşımın son bir haftasına tekabül eder. bi hafta resmen çalışmakla ve küfretmekle geçti. tanıdığım tanımadığım, duyduğum, hissettiğim, hissedemediğim bütün patronlara saydırdım. işten fırsat bulursam işçi partisi'ne üye olucam.
böyle kabusumtrak bir haftanın sonunda -ki aslında cumartesi çalışarak işkenceyi uzatan da merkür kesin- cuma günü proletaryan arkadaşlarım hande ve zeynep ile yemek yedik. eve uğrayıp eşya bırakalım dendi, tamam dedim. hiç şüphelenmedim. eve geldiğimizde kapı ayakkabıdan açılmıyodu ki girişteki askıya bi kendimizi asmadığımızdan o düştü de sandım, sonra fısırtılar duyunca ve ortam karanlık olunca allah dedim birini mi bastık. bi anda sayıları onbinleri bulan 15-20 falan kişi süprüüüz diye bağırdı. doğumgünüme 3 gün olduğundan kelli "lan acaba başkasını bekliyodu çocuklar da yanlışlıkla ben çıktım" diye bile düşündüm. ama gerçekten banaymış. çok manyak bi histi. gerçekten olabiliyomuş. olunca da çok güzel oluyomuş. o gün görüşsenk diye aradığım koray bilem vardı, köfte bana "nişantaşı'na geldim şimdi ben" dedi bi de.
neyse allah karma diye bişey yarattığından olsa gerek 3 gün önceden doğumgünüm merkür'ü sitt.r etmeye başladı. ben hala şoktaym iken bi eğlenmeye çalışma ortamı oldu. ama orda olmayan iki şey vardı. cenker ve elektrik. elektrik geldi ama keşke onun yerine diğeri gelseydi. son zamanki favori grubum mgmt ve tüm zamanlarki favori grubum abba geceye damgasını vurdu. ben bu arada doğumgünü kıyafetimi ordan burdan toparlayarak yavaştan yavaştan giyiyor idim. özen haanımın d.günü hediyesi. fotorafları görenler için not: terlikler benim özel koleksiyonumdan. sonra çıktık dogzstar'a, attending olduğumuzu ve gerçekten attend ettiğimizi sonradan öğrendiğim bir evente gittik evet. bi kısmı boynumdan düşen kolye ucunu aramakla geçti. sonra 3 5 mont arasından kendi montumu ararken aynısından bir tane daha olması şaşırttı, ya da çift mi görüyor idim. bir de baktım bedenine "yuh bu ayıymış 40 bu" dedim, kendimin olduğuna baktım "yuh ayıymışım 40 bu" dedim. sonunda cebinde sümüklü mendil olanı aldım.
ebay'den galeyanla aldığım benim için de irregular bi choice olan ayakkabılarımı giydim ve bu beni mahvetti. geri dönerken -evet cumartesi sabahı çalıştığım için insanlar doğumgünümü kutlamaya devam etti ben döndüm, -evet sevgilim askerde olduğundan ben tek başıma döndüm-, -evet ertesi gün iş olduğu için çok içemediğimden bilincim yerindeydi-, -daha ne olsun- neyse işte dönerken -evet beni kucağında taşicak bir sevgilim yoktu-, -evet zaten sevgilimin belinin fıtığı tuttu-, -kahrolsun tsk-. tamam. işte dönerken kuru ve duru taşlarda ayakkabıyı çıkararak geldim o derece. polis manyak mısın diycek ben de ondan sevgilimin intikamını alcam diye de korktum. ne gereği var de mi. zaten yanımda kimlik de yoktu. oturma iznimi aldım yanıma, üzerindeki 2006'yı fransız yerel saatinde 2009'a tekabül ettiğini sanıyo olabilerlerdi. nabiim gitmiyim mi?
asıl bu partiyi doğumgünüme limit 0'a giderken 2 öncesinde yabıcaklarmış gençler ama işte c.tesi gecesi balıkesir şehrimize çarşıya doğru yola çıkıyordum.
o da az sonra...
Jan 22, 2009
kaç o askerden.
change your mind tonight
you belong to the city now
and you're closer now, I know
'you belong on the radio'
i will not disturb you
i was just returning you a compliment
yıldız sana da gelsin bebek.
you belong to the city now
and you're closer now, I know
'you belong on the radio'
i will not disturb you
i was just returning you a compliment
yıldız sana da gelsin bebek.
Subscribe to:
Posts (Atom)