Feb 8, 2011

en sevmediğim şey

bi süredir bi tip insana küfrediyorum ama referandum heyecanından yalan oldu. diye yazmaya başlamışım düşün taaa ne zaman. senelerdir düşünsem de bunu diyebilmek için bu dert özelinden uzaklaşmam gerekiyordu. bu postta yazılanların hepsi gerçektir ama şu an iş yaptığım kimseyle alakası yoktur.

derdim, alttakini bi şekilde sömürenlerle. alt derken daha az okumuş, daha fakir, daha genç, daha tecrübesiz; hepsi olur. şekil derken, para olur, emek olur, zaman olur; hepsi olur.

bi evladın ebeveynlerinden para istemesinde giriştiği pazarlığı anlarım. bir noktadan sonrası karakter analizi olsa da derdim o değil. ebeveynin bu evlada az para verme pazarlığını da anlayabilirim. keza ona vermediği her para sokağa atmadığı bir miktar olarak kendine, ailesine ya da vicdanına göre bi yere kalacaktır. cimri ebeveynler ve bunların evlatlarıyla hazır paracı gençler ve bunların aileleri siz aranızda derdinizi halledin. ben var sizi anlamamak.

bir işçinin işvereninden daha fazlasını istemesini anlıyorum. çünkü patronluk dediğin zanaat az vermekten nemalanıyor. işalan olarak bu kavgaya girmiyorsan zaten zarardasın. bu naiflikle ancak anlayışlı tonton dedenspor'da ilk 11'e girebilirsin. yoksa yedeksindir.

ama kendinden hem yaş, hem sosyo ekonomik olarak altta bulunandan kendine kar eden, emeğini sömürenin yukardaki tepesinden baksın. bakmıyosa insin aşağı.

proletarya savaşlarına bulunduğum yerden girmenin alemi yok. diyeceğim sadece başkasının emeğinin karşılığını ödemeden hala boğazından lokma geçiriyorsan "pisliğin tekisindir hey dostum." diyerek bırakmak en güzel açıklama değil ama aklıma ilk geleni. bunun artısı olarak koca koca insanların kendilerinden çok daha genç ya da tecrübesiz ya da az kazanan insanların emeklerini sömürmeleri çirkeflik değildir de nedir?

burdaki kümeye, yanında genç insanlar çalıştırıp, suyunu çıkarırcasına; fakiri fukarayı üç kuruşa; stajyer ya deneme adı altında özellikle sektöre yeni bulaşmış belki de kendinden daha kalifiye insanları bedavaya çalıştıranlar önden gelsin.
bu ffffound çok kötü aldığın yeri gösterme konusunda o yüzden kusuruma bakmasın yaradan.

bir işverenin kötü durumda giden firmasının ceremesini ya da lüks hayatının giderlerini (ofisi de dahil) işalanlarından çıkarmanın açıklamasını patron/işveren olmadan belki de anlayamayacağım. ama şu düsturla yaşamaya devam edersem eğer anlamam da zor: "paran varsa önce borcunu kaparsın." sen benzetemedinse napayım, bence benziyo.

ilahi adalet ya da karma ya da vicdan neyse inandığınız, hayrını görün bence.

ps. ben de sinirli bi mimarım nihayetinde..

0 yorum: