May 21, 2010

yüzsüzlüğün farkında mısınız?

"maden kazalarinda ki masum insanlar icin aglayamadigim an insanligimdan suphe etmeye baslayacagim insanin ici titriyor dusununce."
artık yeter ulan diyeceğim bir anda bunu diyeni de gördüm.
noktası virgülü yok. "ki" ayrı. şair burada demek istiyor ki: insanım, ağlamak istiyorum ve ağlayabiliyorum, benim gibi ağlamak isteyip de ağlamayanın insanlığından şüphe ediyorum.
konumuz bu insan değil, hedef göstermek istemiyorum. ama bunu yazanın diğer yazılarına baktım, üç beş sayfada asla toplum, siyaset, ilim, bilim yok.
facebook'tan twitter'dan memleket kurtaranlara sinir olan bir kısım insan var biliyorum.
onlar bu insanlardan politik olduğu için hoşlanmıyor, diğerleri de onlardan apolitik oldukları için.
ben bu medyaların varlığından memnunum. çünkü çevremdeki insanların takip ettiği gündemle, basındaki gündem arasında ciddi bir uçurum vardı uzun zaman. şimdi ise yakınsıyor, onlar insanların konuştuklarından bahsetmek zorunda kaldılar. eskiden basında abartılması gerekenler haber bile olamazken şimdilerde ise artık herkes biraz daha özgür.
bu ortamda insanların söz söyleme, serzenme hakları da baki. ağlama da.
maden kazasına sevinen manyak aramızda herhalde yoktur. ama herkesin ne kadar üzüldüğünü göstermeye çalıştığı bir kirlilik var şu an ortamda. gördüğü anda ah dediğine ağıtlar yakıp arkasını döndüğünde unutanın ağıtı bu diğerlerine karışan.
bu ilk maden kazası mı? bu senenin ilki bile değil. ağlayanlar, ağlamayanın insanlığından şüphe edenler kaç madencinin ölmeden önce sıkıntılarına üzüldü, kaçı bi madenci çocuğuna burs verdi? her seferinde of dediğim ve ardından unuttuğum için, bu kazayı da saçma salak bir facebook statüsünde gördüğüm için. siz neden utanmıyorsunuz?
buradaki muabbet "cat giyen solcularla eşdeğer değil." her üzülene de gitmiyor bu laf.
öldükten sonra kıymeti bilinenlerde sanatçılardan önce madenciler geliyorlar artık şu an sanırım.
hele ki asıl medyadakiler. şimdi, 30 işçi önce göçük altındayken, ardından ölünce hükümete, sisteme, rte'nin sözlerine saydırmayı muhalefet mi sanıyorsunuz? bizim zamanımızda araştırmacı gazeteciler vardı, milletin derdinden bahsedilirdi. ölmeden.
şimdi ise gözü olan ağlıyor, ağzı olan konuşuyor.
al ben de yorumluyorum durumu, "atın ölümü arpadan olur" dedi adam, üzerine de "sen kadere inanmıyosan ben napayım" dedi.

mesajımı verdim, karmayı bekliyorum.

0 yorum: